• İdeali Olan İnsanlar İddialı Olmalıdır
    İdeali Olan İnsanlar İddialı Olmalıdır
  • Aydil Erol: “Dostların Hasını Gördüm”
    Aydil Erol: “Dostların Hasını Gördüm”
  • İstanbul’un En Büyük Kütüphanesi Rami’de Açılıyor
    İstanbul’un En Büyük Kütüphanesi Rami’de Açılıyor
  • Nâzım Tektaş ile Mülakat
    Nâzım Tektaş ile Mülakat
  • Muaz Ergü’nün Mehmet Nuri Yardım ile Mülakatı
    Muaz Ergü’nün Mehmet Nuri Yardım ile Mülakatı
  • Ahmet Efe: “Sanatta Asıl olan İnançtır”
    Ahmet Efe: “Sanatta Asıl olan İnançtır”
  • Hüseyin Kutlu: “Yazı Sanatımıza Ciddi Bir Alaka Var”
    Hüseyin Kutlu: “Yazı Sanatımıza Ciddi Bir Alaka Var”
  • İttihadı İslam, Meşveretle Olacaktır
    İttihadı İslam, Meşveretle Olacaktır
  • İhsan Kurt ile Mülakat  
    İhsan Kurt ile Mülakat  
  • Muzaffer Deligöz ile Mülakat (1)
    Muzaffer Deligöz ile Mülakat (1)

YAZARLARIMIZ

Muammer Erkul
Muammer Erkul
Eklenme Tarihi: 12 Aralık 2020, Cumartesi 18:34 - Son Güncelleme: 12 Aralık 2020 Cumartesi, 18:34
Font1 Font2 Font3 Font4
Yazılabilecek kâğıt ve ata tohumları

Çok güzel bir babaanne hatırası anlatacağım size. Fakat önce şu notu yazmalıyım: Kitabı tekrar “kıymetli” hale getirmeliyiz.
Kıymetten kastımın elbette; para eden, borsası olan, yeni kârlar için zenginlerin üzerine yatırım yaptığı ürünler, mallar demek olmadığı malum…
Kıymetten kastım; muhteremlik, yani ona saygı gösterilip hürmet edilmesi, bir malın kâğıt bedelini ölçmekten çok, kitabın ve yazının hakiki değerinin idrak edilebilir olması.
Bu ise, çeşitli boyutları olan ve ancak “el birliğiyle” yapılabilecek bir iş.

 

heart heart heart
Kitaba, yazıya, yazana hürmeti anlatabilmek için şimdi lütfen şu hatıramı okuyun:
Bir yaz günüydü.
Babaannem kapısının önündeki taşlığa sandalye çıkartıp, misafirlerini oturttu. Kapının hemen içinde, baca altındaki ocağa da çay suyunu koyuvermişti. Ben süt içmeyi severdim ama kahvaltıda da taze çay yapılan nadir evlerden biriydi babaannemin evi.
O şimdi içeri de girse, açık kapının dışında da olsa misafirleriyle sohbete devam ediyor, doğuştan sürmeli kirpikleri içindeki berrak, mavi gözleriyle insanlara gülümsüyor, anlaşılır cümleler kurarak konuşurken kelimeleri de tane tane söylüyordu.

 

heart heart heart
Aşevinden son çıktığında boş bir paket vardı elinde. Yüz gramlık küçük boy çay paketlerinden biriydi bu. Herkes konuşulan mevzuya odaklanmıştı ama ben babaannemin, parmaklarıyla oynar gibi, alışkın hareketlerle ne yapacağını takip ediyordum. Üzeri iki renk baskılı kâğıt paketin içinde, çay tozunun dökülmemesi için konmuş ince kâğıttan bir torba daha vardı. Dikkatle onu çıkarmış, kıvrılmış katlanmış kısımlarını zedelemeden açmıştı. Üstü buruşuk, damarları gözüken ama temiz ve marifetli parmaklarıyla epey uğraşarak, nihayetinde iki avucunun ayası kadar ancak gelen bu beyaz kâğıdı güzelce düzledi ve sanki bir resmî evrakmış gibi muntazam şekilde katladı.
Birazdan, ayağa kalkan bu ufak tefek kadın, elinin tersiyle yaptığı belirsiz bir hareketle basma şalvarını silkeledi, rahatça yetişebileceği kadar alçaltılmış saçağın tahtalarından biri altına elindeki kâğıdı soktu ve demlenmiş olan çayı bardaklara doldurmak için odaya girdi.

 

heart heart heart
Sonra…
Benden başka kimsenin dikkatini çekmemiş bu hareketi sorduğumda, babaannem;
“Çünkü ona, dedi… Yazılır oğlum!..”
…..
İşte çoğu kimsenin çöpe attığı veya ateş tutuşturmak için kullandığı, sıradan bir çay paketi içinden çıkan kâğıt parçasına -yazılmış değil- yazılması muhtemel satırlara hürmetin ve onu yazacak muhterem kimseye gösterilmesi lazım olan itibarın en manalı örneklerinden biri, bu hatıra değil mi?

 

heart heart heart
Bu millet, kitaba saygıyı da yazana sevgiyi de bilir veya bilirdi.
Bu millete, yazana ve yazılmış olana saygı ve sevgi;
Onun gözbebeği gibi sakladığı kâğıtlara; asla saygı ve sevgi gösterilmeyecek ve de göstermemesi lazım olan yazılar, fikirler, resimler basıla basıla kaybettirilmedi mi?
Öyleyse, işte şimdi, tam da buradan başlamak gerekmiyor mu?
Yani şimdi, üzerine yazı yazılır diye boş kâğıtlara bile hürmet eden babaannemin ve onun gibi güzel insanların, öpüp başlarına koyacağını bilerek yazmak vakti değil mi?

 

heart heart heart
İşte şimdi;
Yazdıkları bir yana, bundan sonra yazacak olduklarının basılacağı temiz kâğıda bile saygılı kimseleri bulup, onların hakikatten kıymetini bilmek… Sanki bir ata tohumuymuşlar gibi, genetiklerini bozmadan bu ruhu yeniden yeşertmek ve sayılarını çoğaltmaya çalışmak zamanı, değil midir?
…..
Yazılmış olana saygı duyacak insanlar var ve daha da çoğalacaktır;
Yazanların da yazacakları her satıra, önce kendileri saygılı oldukları müddetçe…
Aynı fikirde miyiz?

 

heart 


» YAZARIN DİĞER YAZILARI


Yazılabilecek kâğıt ve ata tohumları Yazısına 35 Yorum Yapıldı

BU YAZIYLA İLGİLİ YORUM YAZIN