‘’ Rüzgârla düşen yapraklar, daima senin hayalin, yine bir sonbaharda geleceksin sen bana’’ diyen Yıldırım Gürses’in buğulu sesinden defalarca Sonbahar Rüzgârları şarkısını dinlediğimiz, romantizmin mevsimidir sonbahar.
Her mevsim kendi güzellikleri ile gelir lakin sonbahar sanattır. Sarı, turuncu, kahverenginin tonları ile denizin, gökyüzünün mavisi birbirine ne kadar da yakışır. Rengârenk yaprakların hışırtıları arasında yüzümüzü okşayan rüzgârın melodisi, yağmurlarda ıslanmak… Şiirlere, bestelere, ressamlara, fotoğrafçılara ilham olan özel bir mevsimdir sonbahar.
Pastane önünden geçerken mest eden tarçın kokusu salep vaktinin geldiğinin habercisidir. Taze kavrulmuş leblebi sonbaharda bir başka kokar, leblebinin yâri boza, köşe başlarında kestanecilerin davetkâr olduğu türlü türlü lezzetler… Derya kuzusu balıklara ne demeli, ister Boğaz’da bir tutam İstanbul çekerek, ister balıkçı teknelerinde ekmek arası zevkini yaşayarak, kimileri içinde balık pazarlarından alışveriş yapma hazzı veren balık yeme mevsimidir sonbahar. Pazarların rengi bile değişir bu mevsimde.
Kitap fuarlarının başlaması ile yeni kitapların raflarda yerini bulduğu, kitap kokularının kahve kokularına karıştığı, pencereye vuran yağmur tanelerinin melodisi ile okumanın bir başka zevk verdiği mevsimdir sonbahar. Sezona merhaba diyen tiyatro oyunlarının sahnelendiği, sergilerin, toplantıların, kültür, sanat etkinliklerinin birbiri ile yarıştığı vizyona giren filmler, patlamış mısır kokusudur sonbahar.
Üniversitelerin açılması ile birlikte şehirlerin hareketlendiği zamanlardır. Sınav başvurularının dönemi, iş mülakatları, sezon alışverişleri herkes için ayrı ayrı başlangıçlar, heyecanlar… Kasımda aşk başkadır diyenler için aşkın en romantik halleridir sonbahar.
Yuvadan uçup giden çocukların ardından düşen her bir yaprak anne babalar için hüzündür. Bir taraftan da verilen hayat mücadelesinin ardından, huzur, sükût, mutlu yuvaların ikinci baharıdır sonbahar. Kendine zaman ayırmak, ertelediklerini doyasıya yaşamak…
Murathan Mungan der ki; ‘’ Mevsimin suçu yok yokluğun soğuk’’ yitirdiğimiz her ne ise mevsimlerin suçu yok, var olan değerlerimiz ile yola devam etmek bizlerin elinde. O halde hüzün yüklemeyelim sanatın mevsimine… Sonbahar yaprakların birer çiçeğe dönüştüğü renk cümbüşüyle, narı da nuru da güzel olan bir mevsim tutkudur, mutluluktur yaşamasını bilenler için…
Kitap Tavsiyesi:
Aşka âşık bir kişilik olarak, yazınsal başarısını özellikle insan ruhuna ait tasvirlerin inceliği ve kusursuzluğundan alan Mehmet Rauf’un en ünlü eseri Eylül’dür. Eski İstanbul perspektifinde o dönemin kıyafetleri, yalı hayatı, aile ilişkilerine şahit olacağınız eser edebiyatımızda ilk psikolojik roman olarak kabul edilir. Ruhsal çözümlemeler kusursuz olarak okuyucuya aktarılmaktadır. Eylül ayında kitap kokusu kahve kokusuna karışırken biraz romantik, biraz dramatik, keyifle okunacak bir roman türü olabilir.