RÖPORTAJLAR |
“Seyahat etmek, sessiz bir kimseyi bile iyi bir hikâye anlatıcısına dönüştürür.” İbn Batuta
Herkes için özel olan bir mekân bir şehir vardır. Mutlu olduğunda sevincini paylaştığı, hüzünlü olduğunda sığındığı, yalnız kalmak isteğinde saklandığı, kendisini ait hissetmek istediği bir yer.
Ben de kendimi birçok şehre ait hissetmişimdir. Mutlu olduğumda sevincimi İstanbul’la paylaşmak, hüzünlü olduğumda Saraybosna’nın sokaklarına sığınmak, yalnız kalmak istediğimde Mostar’ın kucağına saklanmak isterim.
Çünkü ‘Şehirlerin De Kalbi Vardır’ ve kalpleri sığınmak isteyen herkese açıktır. Sever, sevilir, saklar, sunar… Önemli olan görmektir; gördüğünü yaşamaktır. Ben yaşadım, hâlâ yaşıyorum ve yaşadığımı yazıyorum. Çünkü yazmazsam bazı şeyler eksik kalacak. Yarımı tamamlama çabası benimkisi.
Şehirlerin de kalbi var dedim çünkü kalp atışlarını duydum, hissettim. Herkesin de o sese kulak vermesini istedim. Benim için özel olan bazı şehirler var o şehirlerin içinde mekânlarım var. Oralardan seslendim sizlere…
İstanbul,
Saraybosna,
Üsküp,
Mostar,
Çanakkale,
Trabzon,
İzmir,
Bursa,
Edirne.
Dokuz şehir, on bir hikâye.
Peki bu şehirlerin içinde yatan hikâyeler, onları merak ettiniz mi hiç? Gelin o şehirlerin kalbine doğru bir yolculuğa çıkalım, hikâyelerine ortak olalım. Belki sonunda kendi hikâyenizin seyyahı olmak istersiniz, kim bilir?