Bazen soğuk bir boran, bazen ılık bir imbat
Sızlatır ilikleri, sarsan bedeni kat kat
Ya da yakar tenini, kâr etmez hiçbir feryat
Buz gibi sûretiyle damarda akar ölüm…
Aklına düştüğünde, gelir önüne sırat
Kaçınılmaz bir son bu, kurtarır mı bir berat
Kalmaz dizde dermanın, fayda vermez kol kanat
Dilin dönmez lâl olur, damağın yakar ölüm…
Bir dem olsun sevinsen, üstüne mâtem saçar
Güzel çirkin ayırmaz, genç yaşlı ondan kaçar
Bey olsun paşa olsun, herkes önünde nâçar
Perişan halimize gülerek bakar ölüm…
Dünya oyalar seni, dalarsın boş işine
Sen farkına varmazsın, o takılır peşine
Vedâ da edemezsin, ne dostun ne eşine
Tam düzenin kurarsın, ansızın yıkar ölüm…