RÖPORTAJLAR |
Ne hayal ne de rüya…
Ne hayal ne de rüya…
Bu bende başka dünya.
Bildiğimiz gerçekler
Yalana kaçmış güya
Bilinmeyen bir yerde.
Görülmemiş renklerin,
Tadılmamış seslerin,
Kurulmuş ahenkleri.
Bütün güzelliklerin
Aradığı o yerde.
Sevilmeler, sevmeler
Ve kedersiz gülmeler…
Unutulmuş uyumak
Bitmeyen bir gündüzde.
Yokmuş zamanı duymak,
Her an her şey taptaze.
Tatlılığı sözlerin,
Aydınlığı gözlerin.
O yerlerden esermiş
Dinmeyen bir sevinçle
Sonsuzluğu düşlerin.
Doğduğum günden beri
Ebed beklermiş beni.
Ilık, sıcak ve serin
İlham bakışlı gelin
Uzatmış ellerini.
Nihayeti ondaymış,
O güzelliklerinin
Dünyalı dilberlerin.
Fani sevgililerin.
Aklımda bu düşünce,
Yıldan yıla yer etti.
Yürümeden varmaktan
Gökyüzünü yarmaktan
Ellerimi uzatıp,
Yıldızlardan tutmaktan
Bir acayip bahsetti.
Kabuğumu kırmaya
Zıtları tutturmaya
Belki de bir davetti.
"Bir anne karnı gibi
Size öyle dar idi
Aslında bu dünyanız"
Diye fısıldar idi.
Benzemez akla gelen
Aklın bittiği yerden
Bildiğimiz bir şeye.
Hep böyle diye diye
Bu aklıma darıldım
Ruha ettim hediye.
Ve ruhuma sarıldım
Bıraktım nasıl, niye.
Nasılları bıraksam
Toplasam tılsımları.
Yıldız gözüyle baksam
Ayırsam asılları.
Ve görsem ve anlasam;
Nerelere yuvarlar
Bu devran insanları.
Yüzyıllık asırları.
Acaba çelme taksam
Dökülür mü sırları.