Bazı yakın dostları ne zaman ve hangi vesileyle tanıdığınızı bilemezsiniz. Tabii şekilde dostluğunuz başlar, gelişir, derinleşir. Böyle başlangıcını hatırlayamadığım 50-60 yıllık dostluklara sahibim.
Mehmet Cemal Beyle de yakınlığımızın ne zaman başladığını merak etmeyecek dostlarımdandır.
Bilhassa Edebiyat muhitlerinde, Kültürel toplantılarda karşılaşır, selâmlaşır, hatta hal-hatır sormalarımız olurdu. Bu karşılaşmalarımızın bir özelliği vardı. Aynı düşünceleri paylaşmak, aynı prensiplere bağlı olmak, Millî değerlerde beraber düşünmek, fikirlerde sebatkâr, ama asla fanatik olmamak, ortak davranışlarımızın hasletleriydi.
Bendeniz Bayburtlu, Mehmet Bey de Kilisli olduğu halde, Anadolunun eşşsiz Türkmen Kültürü düşünce hayatımızı yoğuruyordu.
Zamanla ortak arkadaşlarımız belirginleşti ve çoğaldı. Türk Mûsikîsi ve Türk Edebiyatı en kuvvetli ortak paydamızdı. Benim icrâcılığım yanı sıra, Mehmet Cemal beyin mûsikî birikimi ve zevk-i selimi bir araya geliyor, millî sanatımızın bu muhteşem hissesi, sohbetlerimizde ve görüşmelerimizin temelini teşkil ediyordu.
Mehmet Cemal Bey, basın mensubu olduğu ve TRT de görev yaptığı için, ayrıca Türk Kültürüne gönül verdiği için; günümüzde de aynı hassasiyetleri sürdürmektedir.
Büyük bir tesadüf eseri olarak, ikimizin de kitapları aynı yayınevinde basılmaktadır. Bu olay daha sık görüş alışverişinde bulunmamızı sağlamaktadır.
***
Kitap konusu açılmışken, akıl fikir Yayınlarından çıkan 484 sayfalık, Öp Beni Asitane’den bahsetmek isterim. Kitabın en dikkate değer durumu; “Bir roman içinde üç ayrı roman barındırmasıdır.”
Bu roman tarzı yenidir ve başka romancılarda görülmez. Son derece rahat okunan, Türkçenin mükemmel kültür dili ve mahalli, konuşmaları, tabirleri, isimleri, İstanbul’un an’anevî yazı diline aktarılmuştır. Tâbir caizse 7’den 70’e herkesin rahatça okuyabileceği bir dil kullanılmış, yorumlar, anlatımlar istiflenmiştir.
Kitapta, Güneydoğu Anadolu’nun, sosyo-ekonomik yapısı, kılık kıyafet anlayışı, bilhassa yemek kültürü, Yakın Arap Devletleriyle ortak yönleri, ders kitabı kıraatı şeklinde değil de, okumaktan herkesin hoşuna gidecek şekilde Kaleme alınmıştr.
Kitapta üç roman olduğunu söylemiştim.
Birincisi; Mehmet Beyin kendi hayatıdır. Ailesi, çocukluğu, tahsil hayatı, görevleri çok sade anlatımlarla dile getirilmiştir. Kitabı okurken âdeta Kilisli olasınız geliyor.
İkincisi, “Antep Canavarı” diye anılan, Abdullah’ın hayatı konu ediliyor. Gazeteci adayı Nevin, Antep Canavarı’nı önce merak ediyor, sonra da babasını da alarak, Kilis, Gaziantep, Konya, Sivas, Bursa, Sinop hapishanelerinde Abdullah’ın hükümlülük hayatı araştırılıyor. İnsan karakterlerini analiz etmek bakımından kitap bu bölümleriyle yüksek Lisans konuları arasına girecek gücü kazanmaktadır.
Kitapta bir de “Fikret Öğretmen” faslı vardır. 1950 ve 1980 arası, dış kaynaklı güçlerin, Üniversite gençliği üzerinde oynadığı Oyunlar, yine günlük yazı dili tadında kaleme alınmıştır.
Mehmet Cemal Çiftçigüzeli’ni başarılı çalışmalarından dolayı tebrik ederiz. Kitapları, başucu kitabı olmaya lâyık, ihtiva ettiği konular hakkında gayet sade, ama bilmediğimiz, merak ettiğimiz pek çok soruya cevap verecek niteliktedir.
Aziz dostumu binlerce defa Kutlarım
27 Mayıs 2020, Altıntepe.