“Denge uzmanı ve karakter sahibiyim. Ne zaman ne yapacağıma her daim kendim karar veririm. Yaşadığım ortama bağlı bir o kadar bağımsızımdır. Olur da bir gün gidersem hiç korkmayın, görsel hafızam sayesinde yine size dönerim. Size bir sır vereyim mi? Doğuştan temizim. Enerji toplamak için çok uyuduğum doğrudur ancak uyurken bile etrafımda olup bitenleri bilirim. Ben kim miyim? Lokum Yardım. Bu kitabın hazırlanmasındaki en büyük belki de tek ilham kaynağım, yıllar önce sahibim Mehmet Nuri Yardım, bana vermiş olduğu sözü tutup bu satırları kaleme aldı. Bu kitap sayesinde biz kedileri biraz daha yakından tanıyacak, kimseye anlatamadığımız hatıralarımızı okuyacaksınız. Kim bilir belki de sahibimin hayali gerçekleşecek, kedisiz ev kalmayacaktır.”
Kedi fotoğrafı arşivi oluşturduğumuz, Lokum ‘un günlüklerini dinlediğimiz, her adım başında Mehmet Nuri Yardım’ın kedi sevgisine şahitlik ettiğimiz günlerin akabinde, heyecanla beklediğimiz Kediname’ye kavuştuk.
Üç yıl süre zarfında haftanın iki bazen üç günü Mehmet Nuri Yardım beyefendi ile çalışma şansına sahip oldum. Haftalık düzenlenen, Babıali Enderun Sohbetleri, çeşitli konferans, toplantılara katılmak vesilesiyle birlikte yürüyüş yaptığımız vakitlerin her defasında istisnasız sevecek bir kedi bulurdu. Ben de hemen her yürüyüşte hayvanlara dokunamadığımı, hayvanlara değer verdiğimi fakat bakımı gibi bir sorumluluğun üstesinden gelemeyeceğimi anlatırdım. Hocam dinler, vaziyet çok hoşuna gitmez, naif yapısı, nezaketi gereği kimseyi asla kırmaz, zararsız hayvan olduğuna ikna etmeye çalışır, inandığı doğrular konusunda da kararlı, ısrarcıdır:
İnşallah Hocam derim demeye de, içten içe de ‘Tüm İstanbul alsa, bizim eve girmez, ben de Mehmet Nuri Hoca’nın asistanı, talebesi olacak bir de diye dillere düşerim, rezil olurum’ düşünceleri içinde, kendimle savaşarak düşünceli yol alırım.
Kitapta, Korkak Yazarlar diye bir başlık altında ilerleyen cümleleri okurken, üzerime alınmadan edemedim, okurken kızarıp bozardığım kesin, üzüntü, utanç duyguları birbirine karışırken, bir taraftan da korkuyorum Hocam ne yapayım demekten kendimi alamadım:
“Bazı insanlara kedilerden bahsedince nasıl da korkarlar bilirsiniz. Gereksiz bir korkudur bu. Neredeyse elleri ayakları titreyecek. Gören, duyan da zannedecek ki aslandan, kaplandan bahsediliyor. Altı üstü kedicik, mini minnacık bir hayvan.”
Demli çaylarımız gelip, dosyalarımızı alıp, çalışma masasının başına geçtiğimiz her vakit mutlaka Lokum ’un bir macerasını anlatırdı Hocam. Notlar aldığını, kitaba döneceğini söylemişti. Ne kıskanmıştım sevgili Lokumu. Her şey nasipmiş dünyada, bir kedi de olsan değer görmek, adına bir kitap yazılması ne heyecan verici. Korkak talebeler için de bir kitap hazırlanır mıydı acaba?
Sosyal medyada Lokum fotoğrafları paylaşınca beğeni rekorları kırılır her zaman. Lokum iyiden iyiye ünlü olmaya kaptırmıştı kendini. Bir televizyon programında Ümit Meriç Hanımefendinin kedilerini görüp evde hareketlendiğini anlatınca Hocamız, kıskandı galiba Lokum diye gülüşmüştük.
Kediname’yi sabırsızlıkla beklerken, o ara kedilerle ilgili inanılmaz maceralar yaşamıştım. Ağaçtan tırmanıp pencereye yapışan, sivri dişlerini gösterip aç çabuk pencereyi der gibi tırmalayan kedi korkulu rüyam olmuştu. Bir ay boyunca haftada iki üç gün camı yokladı.
Hocam hadiseyi duyar duymaz:
Ben de gecikmeden; ‘ Hocam herkes kedi sahiplense, benim de çok sayıda orkidem var, ben de çiçekleri sahiplensem öyle telafi etsek mümkün müdür?’ Diye orta bir yol arayışına girmiştim.
Sokakta gördüğüm kedilerin her halini çekip kitap arşivine destek olmayı amaçlarken, beni kedi müptelası zannedenler oldu. İki aylık bir kedimiz var sahiplenmek ister misiniz? Gibi telefonlar aldım. Yakın çevremde kedi sahiplenen insanların sayısı arttıkça, Hocamın hayalleri gerçek oluyor diye seviniyordum. Fotoğraf iletirken de bu Büyük Ada kedisi havalı, süslü, bu Yusuf Paşa kedisi, biraz zayıf, sinirli kedicik diye yorumlar yazıyordum.
Kediname, çok özel ve farklı. Bir araştırma ya da hobi kitabı değil. Büyük bir sevdanın ürünüdür. Okuyucu; kedisini evlat gibi gören, hatıralarını anlatırken gözlerinin içi gülen, tüm kedileri seven, kollayan sınırsız merhametin mürekkeple buluştuğu satırlara şahitlik edecektir. Kendi adıma çok şanslıyım ki, kıymetli Mehmet Nuri Yardım’ın, birebir kedi sevdasına şahitlik etme imkânı bulup, bir belgesel, hatırat tadında okudum sayfaları.
Kitapta, Kedinin Tarihi, Sanatçılar Ve Kediler, Kediye Dair Yazılar, Kedilere Yazılmış Şiirler, Kedi Besleyeceklere Bazı Tavsiyeler ile ilerleyen konu başlıkları, Lokum ‘un Önsözü, Lokum ‘un Günlüğü ile devam eder; Kedi Kitapları Ve Kedilerden Bahsedilen Eserler başlığı ile nihayete erer. İki yüz yirmi iki sayfadan oluşan son derece sürükleyici, keyifli bir okuma tecrübesi yaşatacaktır. Fotoğraflarının yanı sıra, bazı sayfa başlarında kedi, kedi pençesi gibi estetik iç tasarımı ile her daim farklı, zevkli dokunuşların sahibi, Akıl Fikir Yayınları aracılığı ile okuyucusuna ulaşıyor.
İnsan bir şeye sevdalanmalı hayatta. Kedi de özel bir sevdadır bitmez. Son yıllarda insanların kedilere olan sempatisi, sahiplenme duygusuyla çevremizde kedili evlerin sayısı gün geçtikçe artmakta. Evlerinde barındırma sorumluluğunu alamayanlar yine sorumluluktan kaçmayıp, sokakta kedilerin ihtiyaçlarını gidermek için emek vermekteler.
Esere ilham olan, çok özel kedicik Lokum ömrüne bereket, merhamet medeniyetimizin, edebiyatımızın neferi, Mehmet Nuri Yardım Hocam, sevdanız kaleme deyince yine ne hoş satırlara dönüşmüş. Var olun, hep bizimle olun…
Sonsuz teşekkür ve saygı ile…
🙂 düşündürücü 🙂 benim gibi kedileri çok seven ama dokunamayan ve sadece uzaktan seven biri anca okurken mutlu olur. kaleminize sağlık:)
🙂 düşündürücü 🙂 benim gibi kedileri çok seven ama dokunamayan ve sadece uzaktan seven biri anca okurken mutlu olur. kaleminize sağlık:)