Warning: Use of undefined constant full - assumed 'full' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/yenirady/yakuptutum.com.tr/arsiv/wp-content/themes/iyi tema/header.php on line 147


  • İdeali Olan İnsanlar İddialı Olmalıdır
    İdeali Olan İnsanlar İddialı Olmalıdır
  • Aydil Erol: “Dostların Hasını Gördüm”
    Aydil Erol: “Dostların Hasını Gördüm”
  • İstanbul’un En Büyük Kütüphanesi Rami’de Açılıyor
    İstanbul’un En Büyük Kütüphanesi Rami’de Açılıyor
  • Nâzım Tektaş ile Mülakat
    Nâzım Tektaş ile Mülakat
  • Muaz Ergü’nün Mehmet Nuri Yardım ile Mülakatı
    Muaz Ergü’nün Mehmet Nuri Yardım ile Mülakatı
  • Ahmet Efe: “Sanatta Asıl olan İnançtır”
    Ahmet Efe: “Sanatta Asıl olan İnançtır”
  • Hüseyin Kutlu: “Yazı Sanatımıza Ciddi Bir Alaka Var”
    Hüseyin Kutlu: “Yazı Sanatımıza Ciddi Bir Alaka Var”
  • İttihadı İslam, Meşveretle Olacaktır
    İttihadı İslam, Meşveretle Olacaktır
  • İhsan Kurt ile Mülakat  
    İhsan Kurt ile Mülakat  
  • Muzaffer Deligöz ile Mülakat (1)
    Muzaffer Deligöz ile Mülakat (1)

YAZARLARIMIZ

Necati Kağan Çetin

Warning: Use of undefined constant first_name - assumed 'first_name' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/yenirady/yakuptutum.com.tr/arsiv/wp-content/themes/iyi tema/yazarlar_single.php on line 41
Necati Kağan
Warning: Use of undefined constant last_name - assumed 'last_name' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/yenirady/yakuptutum.com.tr/arsiv/wp-content/themes/iyi tema/yazarlar_single.php on line 41
Çetin
Eklenme Tarihi: 6 Kasım 2021, Cumartesi 20:23 - Son Güncelleme: 6 Kasım 2021 Cumartesi, 20:23
Font1 Font2 Font3 Font4
Kur’an, Mısır’ın fethine işaret ediyor

(Velegad ketebnâ fizzeburi min ba’dizzikri ennel erda yerisuhe ibadiyessalihun)
Tevrat’tan sonra Zebur’da da “Yeryüzü iyi kullarıma miras kalacak!” diye yazmışızdır.
Enbiya Suresi 105. ayet meali (Ömer Sevinçgül – Gençler İçin Kur’an Meali)

Gerçek tarih ve gerçek tarihçiler, Yavuz Sultan Selim’in bütün seferlerinin arka planında manevi idealler, manevi işaretler olduğunu bilirler. Eserlerini kuru bir tarihçilikle değil, manevi gerçekleri dikkate alarak yazarlar.
Kuru bir tarihçilikle ele alınan konularda şöyle cümleler vardır daima:
Yavuz Sultan Selim şu tarihte Mısır Seferine çıktı. Bu tarihte Mısır’ı fethetti…
Fatih Sultan Mehmet şu tarihte İstanbul’u kuşattı. Bu tarihte İstanbul’u aldı…
Böyle bir üslupla tarih anlatılmaz, anlaşılmaz.
Böyle bir üslupla kaleme alınan tarihle ne Mısır Seferi, ne İstanbul’un fethi, ne Çanakkale Deniz Zaferi, ne de İstiklal Harbi anlatılır…

Türk Milleti tarihten bugüne hangi ideallerle yaşadı?
Hangi ideallerle savaştı?
İnsanlığa hangi hizmetleri yaptı?
İman, İslamiyet, ilâ-yı kelimetullah, tebliğ, temsil, nizam-ı alem, kızıl elma gibi kelimeler anlaşılmadan, Türk Milleti’ni anlayamayız.

Yavuz Sultan Selim, Mısır Seferi’ne çıkmadan önce, büyük alim İbni Kemal, Enbiya Suresi’nin 105. ayetinin bazı işari mânâlarını on maddede kaleme alır. Yavuz Sultan Selim’e takdim eder.
İbni Kemal’e göre bu ayet, Mısır fethine on farklı açıdan işaret eder:
1-Ayet, Mısır fethinin hicri 920’den sonra gerçekleşeceğini haber verir.
2-Fetih hicri 922 yılında tamamlanacaktır.
3-Fetih zamanı kış günlerinde olacak.
4-Fethedilecek yer Mısır…
5-Mağlup edilecek millet, “köle” diye tanınan bir millettir. (Kölemenler)
6-Fethin kolay olacağı, ayette geçen “yerisuhe” kelimesinden anlaşılmaktadır. Bu kelime “miras kalır” anlamına geliyor.
7-Mağlup edilen köle saltanatının tamamen yok olacağına, yine aynı kelime işaret ediyor.
8-Mısır, kölelerden, hür Osmanlılara intikal edecek. Ayette geçen “iyi kullarım” başkasına kul olmayanlar, sadece Allah’a kul olanlar anlamı taşıyor.
9-Mısır’ı fethedecek devlet, Osmanlı olacak. Bu, ayetin Arapçasında geçen “ibadiye” kelimesinin başındaki “ayın” harfinin çıkarılmasıyla bulunuyor.
10-Fetih ordusunun başında Selim isimli bir komutan olacak. Bu, ayetin Arapçasının ilk başındaki “velegad” kelimesinden anlaşılıyor.

Ayette geçen bütün harflerin birer matematik karşılığı var. İşte bu ilim dalına Cifir İlmi deniyor. İbni Kemal, Enbiya Suresi’nin 105. ayetini tefsir, hadis, kıraat gibi pek çok ilim dalının ışığında tefsir ediyor. Ayetlerdeki mânâ tabakalarını görmek için elbette ledün ilmi, vehbi ilimler ve ilham gerekiyor. Cifir İlmi’ni, Hz. Ali’nin (ra), Resulullah’dan (asm) öğrendiğini biliyoruz.

Fahr-i Kâinat Efendimiz’in (asm) beyanlarına göre, Kur’an ayetlerinin zahiri, batıni, işari, sarih ve remzî pek çok yönleri, anlamları var. Her asra bakan farklı yönleri var. Bütün bunları anlamak, anlatmak, görmek, göstermek kolay değil elbette. Kur’an-ı Kerim tıpkı bir okyanus gibi… Her şey, her mesele Kur’an’da var. Ama o meseleleri anlamak, anlatmak, uzmanlık gerektiriyor.
Bütün bunları 21. yüzyılın materyalist, maddeci, rekabetçi ortamında anlamak kolay mı?
….
Bir başka örnek verelim…
En son inen surelerden Nasr Suresi…
Bu surenin meali şöyle:
“Bismillahirrahmanirrahim. Allah tarafından sana yardım ve fetih geldiği zaman. İnsanların bölük bölük ilahi dine girdiklerini görürsen. Tevvab Rabbini hamd ile tesbih eyle ve ondan mağfiret dile.” (Ömer Sevinçgül – Gençler İçin Kur’an Meali)
Bu sure inince, Fahri Kâinat Efendimiz’in (asm) bütün ashabı, arkadaşları seviniyorlar. Çünkü bu sure, İslamiyet’in o günlerdeki, gelecek yıllardaki, gelecek asırlardaki galibiyetinden haber veriyor.
Ama bu surenin inişiyle birlikte ağlayan birisi var…
Fahri Kâinat Efendimiz’in (asm) en yakın arkadaşı Hz. Ebu Bekir (ra)…
Neden ağladığı kendisine sorulduğunda, Hz. Ebu Bekir (ra) , bu surenin Peygamberimiz’in (asm) vefatını haber verdiğini ifade ediyor.
Evet, İslamiyet bütün dünyaya yayılmaya başlamış, müşrikler yenilmiş…
Ve…
Peygamberlik vazifesinin tamamlanmasına sayılı günler kalmış demek ki…
Hz. Ebu Bekir (ra) sureden çok farklı bir anlam çıkarıyor ve ağlıyor…
….
Şimdi…
Ahirzamanın en sisli, en girift dönemlerini yaşıyoruz.
Acaba insanlık nereye gidiyor?
Gelecekte dünyayı neler bekliyor?
Bütün bu soruların cevapları Kur’an-ı Kerim’de, hadislerde, tefsirlerde var.
Görmek ve anlamak için elbette hem merak, hem okumak, hem de takva gerekiyor.
Çünkü Kur’an-ı Kerim, takva sahipleri için bir hidayet kaynağı. Bu gerçek, Bakara Suresi’nin ikinci ayetinde çok net olarak anlatılmış.

Bu yazıyı Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’ün, Zafer Dergisi’nin Kasım 1989 tarihindeki 155. sayısında yer alan yazısını esas alarak hazırladım.
Tarihi konuları merak edenlere, Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Prof. Dr. Mim Kemal Öke ve İbrahim Erdinç Şumnu’nun eserlerini, yazılarını önerebilirim.


» YAZARIN DİĞER YAZILARI


BU YAZIYLA İLGİLİ YORUM YAZIN