RÖPORTAJLAR |
…
…
Ekip biçmelerin, bitkilerin günlük hayatla, yaşamla çok eskilerden beri iç içe olmasının ve bu yaşayan kültürün Yaratıcıya olan inançla birlikteliğinin ortaya çıkarabileceği bir kelime: Hüdâyinâbit.
“İnsan eliyle ekilmemiş bitki.”
Mecaz olarak, “Eğitim-öğretim görmemiş ama kendini iyi yetiştirmiş kimse.” anlamı da var.
“Hüdâyinâbit bir bitki”, “Hüdâyinâbit bir kimse” denildiğinde, hemen nasıl “Yaratıcıya ait”lik beliriveriyor zihnimizde.
Hüdâyinâbit, anlamıyla, söylenişiyle güzel bir kelime.
…
“Dağlarda kendiliğinden yetişen bitkiler var ya!” diye söze başlayan birilerine;
“Hüdâyinâbit bitkilerden mi söz ediyorsun.” denildiğinde, kelime seçiminde, en azından Yaratıcıya olan inançla ilgili durumlarda dikkatli olmaya çalışan birileriyse; “Kendiliğinden” kelimesinin, kurduğu cümle için aslında uygun olmadığını anlayacaktır.
Aynı zamanda bu hatırlatmanın, doğruyu ve güzeli tercih etmeye bir davet olduğunu da.
Ve herhalde, evet deyip, söyleşilerinde artık “Hüdâyinâbit” kelimesini tercih edecektir.
Hüdâyinâbit, kullanılası bir kelime.
…
Fakat,”Hüdâyinâbit” kelimesini biraz araştırdığımızda, yapılan bazı tanımlarına “Kendiliğinden”, “Sahipsiz”, “Başıboş” gibi bazı kelimeler eklendiğini görüyoruz.
Yapısında var olan “Yaratıcıya ait” olma durumuna uygun düşmemesi açısından değil sadece…
İyi ve güzel bulunan, istenilen, neticede olumlu bir anlama sahip olan “Hüdâyinabit” kelimesi gibi bütün kelimelerin açıklamalarında da bu ifadeler kullanılamaz.
“Ekilmeden, kendiliğinden yetişen bitki” olabilir mi? Yani hiç kimse ekmemiş ve hiç kimse yetiştirmemiş…(!)
Ve,”Hüdâ” kelimesine baktığımızda, Arapçada doğru yol gösteren, doğruluk, hidayet anlamlarında…
Fakat “Hüdâi” veya “Hüdâyi” kelimelerinden oluşan tamlamalardan söz ediliyorsa, bunların Farsçada hükümdar, ilah, sahip anlamlarındaki “Hüdâ” kelimesiyle ilgili olduğu anlaşılır.
“Hüdâyinâbit bir delikanlı.”
“Hüdâyinâbit bir adam.”
Demek “Sahipsiz, başıboş, kendi kendine yetişen kimse” değil.
…
“Hüdâyinâbit” kelimesini araştırırken,Türk Dil Kurumunun “Kendiliğinden” kelimesi için verdiği anlamlar karşımıza çıkıyor:
1. Sıfat, bitki bilimi, insan eliyle ekilmeden yetişen, hudayinabit.
2. Sıfat, fizik, iradesiz olarak gerçekleşen (hareket), spontane:
Kalbin, atardamarların hareketi kendiliğindendir.
3. Sıfat, toplum bilimi, dış etkilerin zorlaması olmadan iç sebeplerle oluşan.
4. Zarf, (kendiliğinden) başka şeylerin etkisi olmaksızın, kendi kendine, bizâtihi.
Dördüncüsünde, “Kendiliğinden” kelimesi “bizâtihi” kelimesiyle güçlendirilmiş. Yani doğru olarak “Hüdâyinâbit” kelimesiyle arasına mesafeler konmuş, anlam yakınlığı doğrudan reddedilmiş.
Öyle olduğu halde birincisinde, bitkiler için sıfat olarak kullanılan “Hüdâyinâbit” kelimesi yerine “kendiliğinden” kelimesinin kullanılabileceği belirtilmiş.
TDK acaba kullanılıp kullanılmayacağı ile ilgilenmez, sadece olanı mı kaydeder?
Öyleyse “Bizatihi”, “Kendiliğinden” ve “Hüdâyinâbit” üçgenindeki çelişki ne olacak?
Bir bilgilendirme, bir dipnot ile yanlış kullanımlara dikkat çekilemez mi?
Hem bu bilgilendirmeyi yapmamak, yanlışı pekiştirmek demek olmuyor mu?
…
“Kendiliğinden” kelimesinin akla ilk getirdiği “Başka her şeyden bağımsız” anlamı, diğer düşünülebilecekleri örtmüyor mu?
“Kendiliğinden” kelimesinde “Yaratılışa ait” anlamını çağrıştıracak bir durum var mı?
Bir kelimeyi, sonrasında yeni bir açıklama gerektirmeyecek kadar açık ve herkes tarafından kabul edilen temel bir anlamı olduğunu düşünerek ve bu anlamı bilerek kullanmıyor muyuz?
Ve yazılı ifadelerde yapılan dikkatsizlikler de, sözlü ifadelerde yapılan dikkatsizlikler gibi midir?
Yüreğinize sağlık Sayın Salih Bey. "Kendiliğinden" ifadesini gelişigüzel, ulu orta kullanmamak lazım demek ki. Bu hassas konuyu açtığınız için size teşekkür ederim.