Warning: Use of undefined constant full - assumed 'full' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/yenirady/yakuptutum.com.tr/arsiv/wp-content/themes/iyi tema/header.php on line 147
  RÖPORTAJLAR
  • İdeali Olan İnsanlar İddialı Olmalıdır
    İdeali Olan İnsanlar İddialı Olmalıdır
  • Aydil Erol: “Dostların Hasını Gördüm”
    Aydil Erol: “Dostların Hasını Gördüm”
  • İstanbul’un En Büyük Kütüphanesi Rami’de Açılıyor
    İstanbul’un En Büyük Kütüphanesi Rami’de Açılıyor
  • Nâzım Tektaş ile Mülakat
    Nâzım Tektaş ile Mülakat
  • Muaz Ergü’nün Mehmet Nuri Yardım ile Mülakatı
    Muaz Ergü’nün Mehmet Nuri Yardım ile Mülakatı
  • Ahmet Efe: “Sanatta Asıl olan İnançtır”
    Ahmet Efe: “Sanatta Asıl olan İnançtır”
  • Hüseyin Kutlu: “Yazı Sanatımıza Ciddi Bir Alaka Var”
    Hüseyin Kutlu: “Yazı Sanatımıza Ciddi Bir Alaka Var”
  • İttihadı İslam, Meşveretle Olacaktır
    İttihadı İslam, Meşveretle Olacaktır
  • İhsan Kurt ile Mülakat  
    İhsan Kurt ile Mülakat  
  • Muzaffer Deligöz ile Mülakat (1)
    Muzaffer Deligöz ile Mülakat (1)

Jules Payot’un İrade Terbiyesi
Eklenme Tarihi: 16 Haziran 2022, Perşembe 18:27 - Son Güncelleme: 16 Haziran 2022 Perşembe, 18:27
Font1 Font2 Font3 Font4



Jules Payot’un İrade Terbiyesi
İbrahim Yardım

 

 

Jules Payot kaleme almış olduğu “İrade Terbiyesi” adlı eserinin ön söz kısmında 17. ve 18. Yüzyıla kadar dinin aklın üzerinde egemen olduğu ve irade eğitimi konusunda genel bir sorunun yaşanmadığını ifade eder. Ancak günümüzde ise bazı ideolojilerle ve yayın organları insanda iradenin egemenliğini bertaraf etmek için var gücü ile çalıştıklarına inanır.

 

Dolayısıyla irade eksikliği hastalığının özellikle genç kuşaklarda kendini gösterdiği uzun süre psikolojinin de dikkatini çekmemesi veya ilgilenmemesi sonucu bu hastalığın yayıldığını ve bir çok bireysel/toplumsal sorunlara sebep olduğunu iddia eder.

 

Bütün bu olumsuz gelişmeler Payot’un irade terbiyesi üzerinde yoğunlaşmasına sebep olur ve iradenin zayıf oluşunun nedenlerini araştırmak zorunda kalır. Payot’un bu alana yoğunlaşması, okumaları ve birikimleri sonucunda irade terbiyesi adlı bu eser meydana gelir.

 

Cemil Meriç bu çalışma için “disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim” ifadesini kullanır. Gençlerle Başbaşa “ adlı meşhur eserin yazarı Ali Fuat Başgil ise bu kitap için “keşke 18 veya 20 yaşında iken elime ulaşsa idi” diyerek söz konusu kitabın gençler için kılavuz niteliğinde bir kitap olduğuna vurgu yapar.

 

Jules Payot, bu eserinde nefse götüren yollar olan his, heves ve hissiyatımızın kör eğilimleri üzerinde aklın egemenliğini hâkim kılmak zorunda olduğumuzu ifade eder.  Bazı insanların özellikle de gençlerin nefsani güdülere göre hareket ettiğini ve bu tür eğilimlerin onları olumlu hiçbir sonuca götürmediğini tam tersine öfke dalgası, can sıkıntısı, kendinden tiksinme, huzursuzluk/suçluluk hissi ve duygusal patlama gibi anormal sonuçlar doğurduğunu beyan eder. 

 

Nefsi terbiye etme bağlamında vakti doldurmanın ve yüce bir amaç uğrunda gayret etmenin önemine değinir. Ancak çalışmanın verimli ve sağlıklı olabilmesi için de bir takım prensiplerden bahseder. Bu hususta özellikle planlama ve önemi üzerinde hassasiyetle durur. Ona göre plansız çalışmaya başlamak, can simidi ile yüzmeyi öğrenip sonra derin bir denize atlamak gibidir.

 

Bu teşbih ile plansız çalışmanın sonucunun boğulmak yani işin içinden çıkamamak olduğunu kast eder. Ona göre irade terbiyesinin en güzel yollarından birisi olan sağlıklı çalışmanın ve üretken bir birey olmanın temel şartlarından bazıları ise derin düşünme, pür dikkat ve konsantrasyondur.

 

O, tüm keşiflerin sürekli düşünen bir irade sonucunda ortaya çıktığına inanmaktadır. Örneğin: Newton, yerçekimi yasasını konu hakkında sürekli düşünme sonucu keşfetmiştir.

 

Jules Payot, gençler arasında çok itibarlı bir kavram olan özgürlük kavramı üzerinde de durur. Sınırsız ve sonsuz özgürlüğü savunmanın çok sakıncalı bir düşünce olduğunu kabul eder. Tam tersine irade terbiyesi acısından sınır ve çizgilerin olması gerektiğine inanır. Çünkü sınır ve çizgiler, bir insanın yapıp ettiklerinin daha ahlaki ve hukuki olmasını sağlamaktadır. Ona göre özgürlük bir hak ve koşul olmaktan ziyade insanlara insan olmanın en yüce bir ödülüdür.  Ayrıca günlük hayatta güneş ne ise insan için de özgürlük odur ifadesi ile özgürlüğün hayati önemine dikkat çeker.

 

İrade terbiyesi adlı bu eserde iradenin yenilgiye uğraması durumunda asla cesareti kaybetmeden/ümitsizliğe düşmeden tekrar nefsin arzu ve isteklerine karşı -hızlı bir akıntıyla karşılaşan bir yüzücü gibi-mücadeleye devam edilmesi gerektiğine inanır.

 

Jules Payot, irade ve nefis terbiyesinin önündeki en büyük engelin gençlik sarhoşluğu olduğunu iddia eder. Yani düzgün bir rehber yoksunluğundan dolayı sınırsız özgürlük anlayışı ile tüm enerjilerini aşağılık alışkanlıklara sarf ederek neticede ruh sağlığını ve yaşama enerjisini kaybeden gençlerin halini anlatmaya çalışır.

 

Sonuç olarak bu gençlerin zihin dünyasında cinsel tutkulara karşı dirençsizlik baş gösterir. Bu yenilgi halinin devamı sonucunda ise gençler ağır bedeller ve faturalar ödemek zorunda kalır. Mesela: yıllar sonra yaşanan pişmanlıklar, hayal kırıklıkları ve kederler… Ve zihni üretken işler ile meşgul edememenin sonucunda maddi ve manevi ciddi kayıplar yaşanır. Kısacası irade eğitimi sınavında başarısız olunması sonucunda en tatlı bir dönem olan gençlik en acı ve acınacak bir döneme dönüşmektedir.

 

İşte bu felaketlerden korunmak için Payot, gençlere zamanı doldurma ve değerlendirme tavsiyesinde bulunur. Doğa etkinlikleri/seyahatleri, faydalı kitap okumaları ve sanat eserlerini inceleme gibi ufuk açıcı aktiviteler ile gençler bilgi, birikim ve becerilerini arttırmış olmakla beraber nefsin iradeyi mağlup etmesinin önüne geçmiş olacaklar.

 

Jules Payot’ göre dinlerin asıl görevlerinden birisi de insanın içindeki hayvani güdülere karşı mücadele etmektir. Nefsi terbiye etmektir. Başka bir ifade ile nefsin acımasız güç ve güdülerine karşı aklın hükümdarlığını hâkim kılmaktır. Bu konuda din, birtakım öğretilerle kalbin yumuşak ancak iradenin sert olmasını insana sağlamaktadır ki bu husus söz konusu mücadelenin zaferle sonuçlanması konusunda çok büyük bir önem arz ettiğini kabul eder.

 

Kısacası “irade terbiyesi” adlı bu çalışma insana kendine hükmetme sanatını öğretmektedir. Kendine hükmetmenin de çok asil bir duruş olduğunu ifade eder. Ona göre dini öğretiler iradeyi terbiye etme konusunda inanılmaz bir güç oluğunu kabul eder.

 

Ahlaki bir amaç olmadan hayatın anlamsız olduğunu mutluluğumuzun tamamen irade eğitimine bağlı olduğuna vurgu yapar. Aksi halde irade eğitimi sınavında başarısız olan insanların endişeli, huzursuz ve mutsuz olacaklarını ifade eder.

 


Bu haberlerde ilginizi çekebilir!