• İdeali Olan İnsanlar İddialı Olmalıdır
    İdeali Olan İnsanlar İddialı Olmalıdır
  • Aydil Erol: “Dostların Hasını Gördüm”
    Aydil Erol: “Dostların Hasını Gördüm”
  • İstanbul’un En Büyük Kütüphanesi Rami’de Açılıyor
    İstanbul’un En Büyük Kütüphanesi Rami’de Açılıyor
  • Nâzım Tektaş ile Mülakat
    Nâzım Tektaş ile Mülakat
  • Muaz Ergü’nün Mehmet Nuri Yardım ile Mülakatı
    Muaz Ergü’nün Mehmet Nuri Yardım ile Mülakatı
  • Ahmet Efe: “Sanatta Asıl olan İnançtır”
    Ahmet Efe: “Sanatta Asıl olan İnançtır”
  • Hüseyin Kutlu: “Yazı Sanatımıza Ciddi Bir Alaka Var”
    Hüseyin Kutlu: “Yazı Sanatımıza Ciddi Bir Alaka Var”
  • İttihadı İslam, Meşveretle Olacaktır
    İttihadı İslam, Meşveretle Olacaktır
  • İhsan Kurt ile Mülakat  
    İhsan Kurt ile Mülakat  
  • Muzaffer Deligöz ile Mülakat (1)
    Muzaffer Deligöz ile Mülakat (1)

YAZARLARIMIZ

Mehmet Nuri Yardım
Mehmet Nuri Yardım
Eklenme Tarihi: 19 Ekim 2021, Salı 03:17 - Son Güncelleme: 19 Ekim 2021 Salı, 03:17
Font1 Font2 Font3 Font4
İsmet Uçma’nın Ardından

                                

 

Yayıncı, siyasetçi, fikir ve dava adamı İsmet Uçma’nın 11 Ekim 2021 Pazartesi günü vefatı, yayın dünyasını ve siyaset âlemini çok üzdü. Şairin deyişiyle “Evvel giden ahbaba” selam gönderdik. Merhum İsmet Uçma için cenaze namazı, ertesi günü öğle vakti Marmara Üniversitesi İlahiyat Camii’nde kılındı ve ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.

 

Ağır şekilde rahatsızlandığını sosyal medya hesabından vefalı dost, Erguvan Yayınları’nın sahibi Mekki Yassıkaya, 1 Ekim günü duyurmuştu. Ben de bu üzücü ilanı hesabımda paylaşmıştım. Dostları, meslektaşları, tanıyanlar yazdıkları samimi satırlarda dualarını etmişler, şifa dileklerinde bulunmuşlardı. Hekimlerimiz ellerinden geleni yaptılar muhakkak. Ancak takdire tedbir kâr etmiyor. Vade dolunca, sayılı nefesler tükenince, en mühimi “İrcii” emri, Cenab-ı Allah tarafından verilince hiç kimse müdahalede bulunamıyor. Büyük emir karşısında şüphesiz ki hepimizin boynu kıldan incedir.

 

İsmet Uçma Ak Parti İstanbul Milletvekilliği yapmıştı. Ama kültür dünyamız, siyasi hayatından önce onu İşaret ve Şehir Yayınları’nın kurucusu iyi ve çok gayretli bir yayıncı olarak tanıyordu. Her iki yayınevinden pek çok değerli eser neşredildi.

 

Benim Bâbıâli’de zaman zaman yaptığım ziyaretler vardır. Cağaloğlu, zaten benim için iş hayatının yoğun olduğu bir semtten öte bir fikir, hareket, heyecan ve inanç muhitidir. Dolayısıyla yayın dünyamıza hizmet etmiş, hâlâ eser veren, irfanımıza katkıda bulunan kıymetli şahsiyetleri ihmal etmemeye, fırsat buldukça onları ziyaret etmeye çalışırım. Şu salgın döneminde ise bazı büyüklerimizi -en azından- telefonla arayıp hatırlarını sormaya çalıştım. Bu bir meziyet midir? Hayır. Aksine bir görevdir. Vefa, yerine getirilmesi gereken bir vazifedir. Zira içinde piştiğimiz, yetiştiğimiz Bâbıâli biraz da onların gayreti, himmeti ve çabasıyla var oldu. Yüzlerce yayınevi kuruldu ve on binlerce kişi bu sektörden ekmek yedi, huzur içinde yaşadı.

 

Rahmetli İsmet Bey’i, Ankara Caddesi üzerinde bulunan 31 numaradaki Hoşağası İş Hanı’nın birinci katındaki 63 numaralı bürosunda ziyaret ederdim. Cağaloğlu’nda mahalleler pek bilinmez ama burası Hobyar Mahallesi’ne bağlıdır. İsmet Bey’le ilk tanıştığımda ve kendisini ziyaret ettiğimde küçük ama çok geniş bir dünyayı ihtiva eden bir mekâna sahip olduğunu düşünmüştüm. Duvarları, İslam dünyasının belli başlı mütefekkirlerinin ve âlimlerinin fotoğrafları süslüyordu. Masanın üstü temiz, kenarda bir kitaplık. Küçük, sade ve huzur veren bir oda. Bir sehpa ve iki üç koltuk. Yayınevinin kitaplarının bulunduğu asıl yer ise karşıdaydı ve kitap almak isteyenler oraya geçerdi.

 

İsmet Bey ile ne mi konuşurduk? Belli konular değil ama Bâbıâli’nin hâl ve gidişi, İslam dünyasının meseleleri ve semtin durumu gündem konuları arasındaydı. ESKADER olarak yaptığımız faaliyetlerden de bahsederdim. Yaptığımız bu mütevazı çalışmalar hoşuna giderdi ve bizi teşvik ederdi. Ankara’ya milletvekili olarak gittikten sonra görüşmelerimiz seyrekleşti hâliyle. Fakat onun bir ayağı Yahya Kemal gibi yine İstanbul’daydı, Bâbıâli’deydi, yayınevindeydi. Her uğrayışımda yayınevinin yeni çıkan kitaplarından hediye ediyordu. Ben de görevimi yapıyor ve bu eserleri yazdığım gazete ve dergilerde mutlaka tanıtıyordum.

 

İstanbul ziyaretlerinin seyrekleştiği bir günde kendisini yine ziyaret etmiştim. Kalkarken yan tarafa geçtik, bana İşaret ve Şehir yayınlarından çıkan yeni kitapları armağan ettikten sonra sevgili oğlu Mehmet Ali’ye, “Mehmet Ali, ben olmasam da Mehmet Nuri ağabeyin buraya geldiği zaman yeni yayınlarımızdan ver.” talimatını vermişti. O kibarlığını, kadirşinaslığını ve civanmertliğini hiç unutamam. Teşekkür etmiştim. Oğlu Mehmet Ali kardeşimizin de babasına lâyık olduğunu, efendi bir kişiliğe sahip bulunduğunu görmüştüm.

 

Son görüşmemiz Üsküdar Belediyesi’nin Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde düzenlediği kitap fuarında oldu. Uzaktan selamlaştık. O da kitaplarını imzalıyordu. Ben de Mihrabad Yayınları ve Damla Yayınevi standındaydım ve yazarlarımızla birlikteydik. Fuarda aşırı bir kalabalık vardı, stantların alanları ise çok dardı. Oturup sohbet etme imkânı ve zamanı da yoktu. İş dünyası ve siyaset âlemi onun kitap yazmasına bir bakıma engeldi ama buna rağmen son olarak Bir Sosyal Siyaset Kurumu Olarak Ahîlik adlı esere imza atmıştı. Üstelik bu eserin dördüncü baskısı 2018’de yapılmıştı.  O gün bu esere sahip olmak nasip oldu. Uçma, Bir Sosyal Siyaset Kurumu Olarak Ahîlik adlı çalışmasıyla doktor unvanını almıştı.

 

Birçok edebiyat, kültür ve yayın mahfilinde karşılaştık, selamlaştık, ayaküstü de olsa konuştuk. Meclise girdikten sonra kültür ve yayın dünyamızın meselelerini, biricik gündem maddesi yaptığımı biliyorum. Çünkü siyaset dünyasına sahadan, hem de kültür dünyasının tam merkezinden gitmişti. O artık “Bâbıâli’nin Ankara’ya açılan güler yüzü” olmuştu.  

 

Kurucusu olduğu ve adıyla özdeşleşen İşaret Yayınları’nın çatısı altında birçok konuda seçkin kitaplar neşredilmişti. İlmî, dinî, felsefi eserler kütüphanelere taşınmıştı. Yayıncımız, Muhammed Esed’in Kur’an Mesajı ve Sahih-i Buhari gibi temel kitapları Türkçeye kazandırarak Kur’an ve hadis sahasında büyük bir boşluğu doldurmuştu. Yayınevinin sloganı, “Düşünen bir topluma…” idi. 2000 yılından itibaren neşretmeye başladığı Arşiv Belgelerine Göre Osmanlı Araştırmaları dizisi ile tarihimize ışık tuttu. Süheyl Ünver, Sabahattin Zaim ve Nevzat Yalçıntaş gibi şahsiyetlerin eserlerini, bilhassa hatıralarını yayımlamıştı. Kur’an ilimleri ve tarih sahasında mümtaz eserleri irfanımıza kazandırmıştı.

 

Cenazesine başta Cumhurbaşkanımız muhterem Recep Tayyip Erdoğan ve diğer siyaset, kültür ve yayın dünyamızın mensupları sahip çıktılar, namazını kılıp defin işleminde hazır bulundular. Erdoğan cenaze töreninde yaptığı konuşmada, “Yaklaşık 40 yılla yakın bir kardeşliğimiz var. Dava ve yol arkadaşlığımızda hakikaten hiç sapma yapmamış, el ele omuz omuza bu yolda yürüdük. Gerçek anlamda yol ve dava arkadaşımız oldu.” dedi. Şüphesiz bu vefa hissinin gözle görülür şekilde öne çıkması çok sevindirici ve anlamlıdır. Vefa gösterenler, daima vefa bulsun.

 

İsmet Uçma, 1 Ocak 1955 tarihinde Ordu Fatsa’da doğmuştu. İlahiyatçı, iktisatçı, siyaset bilimci ve yayıncıydı. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olmuş, aynı fakültede Kelam Felsefe Anabilim Dalı’nda “Kur’an ve Sünnette Şefaat Kavramı” adlı çalışmasıyla yüksek lisansını, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Anabilim Dalında “Bir Sosyal Siyaset Kurumu Olarak Ahilik” adlı çalışmasıyla doktorasını tamamlamıştı. Bir dönem özel bir okulda öğretmenlik yaptıktan sonra yayın hayatına girdi. 1983 yılında Bir Yayıncılık’ta editör olarak başladı ve 1986 senesinde de İşaret Yayınları’nı, 2000’de ise Şehir Yayınları’nı kurdu.

 

1994-1997 yılları arasında İstanbul İl Genel Meclisi Üyeliğine seçildi. AK Parti Kurucu Üyesi olan Uçma, 2011’de Ak Parti İstanbul Milletvekili seçildi. Bu partide 24, 25, 26 ve 27. dönem milletvekilliği yaptı. Birleşik Dağıtım, Basın Yayın Birliği, Türkiye Yazarlar Birliği, NEŞKO, İTO Basın Yayın Komisyonu, ÜSEV gibi kuruluşlarda farklı görevler üstlendi. 1991 yılında TYB’nin “Yılın Yayıncısı” ödülüne lâyık görüldü. Arapça ve İngilizce biliyordu. Merhum İsmet Uçma, 6 çocuk babasıydı.

 

Fani dünyamızdan 66 yaşında ayrıldı. Elbette ölüm bir hakikat. Doğan her insan bir gün vefat edecek. Bu mutlak gerçekten kaçınılmaz, amenna. Ama başlatılan hizmetlerin de devam etmesi çok önemlidir. Yayın dünyamıza İşaret ve Şehir yayınevlerini armağan eden İsmet Uçma ağabeyimizin hatırası, inanıyorum ki yaşatılacak ve bu yayınevleri hep açık kalacak, aziz milletimize ve ümmetimize hizmet verecek. Başta Mehmet Ali kardeşim olmak üzere “Hayrülhalef” olarak gördüğüm evlatları, bu hizmet kervanının devam etmesi için ellerinden geleni yapacaklardır.

 

İsmet Uçma Bâbıâli’nin kıdemli ağabeylerinden, emektarlarından, aksakallarındandı. Ardından çok güzel yazılar yazıldı, iyi konuşmalar yapıldı. Herkes hüsnü şehadette bulundu. Müminlerin bu tanıklığı pek çok önemlidir. Rabbim herkes için böyle iyi şahitlikler nasip etsin. Allah rahmet eylesin İsmet Bey’i, ruhu şad, kabri nur, mekânı cennet, menzili mübarek, makamı âli olsun inşallah. Başta Uçma Ailesi olmak üzere, akrabalarına, yakınlarına, dostlarına, meslektaşlarına, siyaset dünyasındaki arkadaşlarına, okuyucularına ve bütün sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

 


» YAZARIN DİĞER YAZILARI


BU YAZIYLA İLGİLİ YORUM YAZIN