Zülfünün tellerini çaldığım o geceydi
Yudum yudum çeşm'ine daldığım o geceydi
Aşk'tan yana bir nasip aldığım o geceydi
İllâ firak illâ naz, yâr cefadan bıkmıyor
Cân'ının başı için bir kez dönüp bakmıyor
Yürü selvi boyunla gülleri aşka getir
Lâl olmuş, bî-hâl olmuş dilleri aşka getir
Çırağları yanmayan elleri aşka getir
İllâ firak illâ naz Mecnun olsa usanır
Yâr bu garip canımı Leylâ'dan kaldı sanır
Ey bülbülün dalında nağme nağme coştuğu
Bad-ı saba yelinin yollarına koştuğu
Sözcüklerin âb olup yüreğimden taştığı
İllâ firak illâ naz ömür geldi geçiyor
Vuslat bulmayan gönle turâb kucak açıyor
Aşk odu zehir mi ki içtikçe candan etti
Hülyaların koynunda aklımı benden etti
Istırabı yaktıkça eritip tenden etti
Gün geceyi bağrına alır da vuslat bulur
Bir garip hikâye de ömür nihayet bulur