Romantik ağaçtır mor salkım. Görünümüne bakınca bir anlamının zarafet olduğuna şaşırmıyor insan. Aheste salınan her salkım birleşip, öyle bir görsel şölen sunar ki, altında oturduğunuz vakit bir yuva sıcaklığı alırsınız.
Her bir çiçek, salınan dal, güven veren, asil kadın duruşu gibi âdeta. Güven de diğer bir anlamı salkımın.
Sabırla sevdiğini bekleyen bir âşık, yuvasını kuran dişi kuş. Bir anlamı da sabırdır salkımın.
Baş döndüren rayihasının tarifi huzur olmalı…
Ağaç mor salkımsa hakkındaki rivayet de romantiktir. 1800’lü yılların başlarında, Japonya’daki Kabuki tiyatrosunun müzesinde “Wisteria Maiden” olarak adlandırılan ve elinde mor salkım tutan bir kızın resmedildiği tablo bulunuyormuş. Tablodaki genç kız bir gün bir adama aşık olup tablodan çıkıyor. Ancak aşkına da yazdığı mektuplara da karşılık bulamıyor. Ardından tabloya geri dönüyor. Fakat bu karşılıksız aşk, bu ağacı aşk ve hüzün arasında bir anlama taşıyor. Kabuki tiyatrosu bu hikâyeyi sahnelemeye devam ediyor.
Hikâye ilginç lâkin bu nazenin ağaç ile hüzün bir arada ne kadar barınabilir ki… Sonsuz âşk yakışan…
Hayat sahnesinde; bir mor salkım gibi zarafet, onur, sabırla iyi rolde oynadığınız sürece, hiç bir âşk karşılıksız kalmayacaktır.
Âhlakınızın kokusu mor salkım gibi geçtiğiniz hayatlara sindiği vakit, her emek karşılık bulacaktır.
Kalpler mi…
Asil kalpler asil kalpler için çarpar…
Her şey nispetiyledir hayatta…
Mor salkım sıcaklığı ve güzelliğinde geçsin ömrünüz…
Umudunuz daim, sevgileriniz ömürlük olsun, toprağa kök salmış asil bir ağaç gibi yuvanızdan buram buram tüten huzur kokuları, salkım gibi dünyayı güzelleştirsin.
Artık Yaşamak İçin
Artık yaşamak için herkesten kaçacağız,
Dünya bize verecek yalnız güzellikleri,
Yalnız, semalarından dökecek ruhumuza,
Geceler mehtapları ve gündüzler seheri
Düşünceli yürürken, bir yol dönemecinde
Çıkacak ömrümüze beyaz dallarla bahar.
Hatırlatacak bize şen çocukluğumuzu,
Erguvanlı bir bahçe, mor salkımlı bir duvar.
Tekrar yaşayacağız ümitli sabahları,
Bulacağız dünyanın o en güzel yerini.
Ebedi bir sahilde yeniden tadacağız
Kol kola sükûn dolu akşam gezmelerini.
Ziya Osman Saba