RÖPORTAJLAR |
İsmini ilk kez duyduğum bir yazar ve alışkın olmadığım bir isim Çakıl Taşları. İlk bakışta uzak gelse de okudukça kendimi bulduğum ve hayatımdan kesitlerin olduğu samimi bir roman. Özellikle bu soğuk kış günlerinde bol tarçınlı sahlep tadında insanın içini ısıtan bir eser. Hadi derinleştirelim.
Yazarın ilk eseri olan Çakıl Taşları, Mihrabad Yayınları’ndan çıkmış olup aşk ve inanç temasını işliyor. “Dua, yaşama gücü; aşk, hayatın rengidir.” cümlesiyle okuyucuyu karşılıyor. Romanda üç gencin hayatı anlatılıyor. Olay örgüsü bir tespih gibi itinayla dizilmiş, karakter analiz hem fiziki hem de ruhsal açıdan resmedilmiştir. Yardımcı karakterler de güzel biçimde yansıtılmış, ana karakterlerle olan ilişkileri sağlam düzleme oturtulmuştur. Dil ve anlatım özelliklerinden öyküleyici ve betimleyici anlatım kullanılmış, sade ve duru bir dille yazılmıştır. Böylece eser anlaşılması rahat ve her yaş grubunun keyifle okuyabileceği bir özellik kazanmıştır.
İnsan olarak kendimizi bilmenin ve nasıl yaşamak gerektiğinin keşfedilmesi bakış açımız için önemli. “Yaşamak ödev, yaşatmak ibadet” denmiş. Bu doğrultuda yürüdüğümüzde yolumuz güzelleşecektir. Hayat yolunda ilerlerken heybemize umudu, hayalleri ve sevgiyi almayı unutmamalıyız. Çünkü umut güç, hayallerimiz güneş ve sevgi inancı getirir. Sevgiyi bilmeyen yaşamayı bilemez. Bazen akışına bırakmayı bilmek, bazen de olaylara nezaketle yönlendirici olmayı öğrenmek şüphesiz ki mücadelemizde bize ışıklı bir yol açacaktır.
Hayat sanattır. Boş yaşayıp boşlukta kaybolmamak, bencil davranıp yalnızlığa mahkûm olmamak gerek. Hayata ve insanlara tek yönlü bakmayıp, kafamızda kendimize özgü figürler oluşturmak yerine her şeye ve herkese sevgiyle bakmak ve anlamak eylemini birinci plâna almak hayatı renklendirecektir. Hayat uyum, ruh yapısını keşfetmekle başlıyor bu da madde ve mananın kavuşmasıyla oluyor. Buna ahengi eklediğimizde de varacağımız yer saadetin doruğu olacaktır.
Hepimiz yaratılış sebebimizi irdelemeli ve düşünmeliyiz. İnsana bağışlanan hayat çok kıymetli ve biricik. Bu hayatı yaşarken özenli olmalı ve yaratılış sebebine uygun yaşamalıyız. Değeri bilinmeden yapılan yolculuk, dizkapağına ulaşmayan sularda gemi yüzdürmeye benzer. Deryayı tanımak zorunda insan ve Rabbini bilip O’na yönelmeli. Böylece hayatın lezzetine varabilir. Bizler de hayatın lezzetine varabilenlerden olabiliriz umarım.
(Çakıl Taşları, Hasan Basri Bilgin, Mihrabad Yayınları, 3. baskı, İstanbul 2017