RÖPORTAJLAR |
“Koşullar ağırdı ve ben seni o zamanlarda da seviyordum…”
Ah yüreğime yâr olanım gel.
Heybemdeki güllerin tebessümüdür, yanağında açan…
Buram buram huzur kokan.
Testiden sızan bal tadıdır bak…
Sözlere senle dolan.
Ve hükümsüzce dağıttığım
Tevazu eksenli gönlümdür kapında duran…
Sarı bizde kavuşmanın başka türlü adıdır gel…
Umuttur,
Sevdaya sunulan bir an’dır gel…
Sevdiğim…
Söyle!
Hangi dilde özlemin yüreğe oturan ağırlığını tarif edecek bir kelime var?
Özledikçe bülbül gibi şakımam ondan…
Bil ki yüreğim sus pus olmuş, lal-ü perişan…
Gel…
İyi ki geldin…
“Yüreğimin zarif acısı
Şimdi bu şehir, adının incesiyle gülümsüyor kuşlara
Basıp geçtiğin yollar, dokunduğun duvarlar…
Her yer şarkı söylüyor.
Kimyası değişiyor gökteki yıldızların.
Parlıyor aklımdaki kuyruklu uçurtmalar.
Şimdi her evin gölgesinde bir avuç su kalbim.
Yüzünü yıkıyor göçüp gitmiş babalar.
Ağzını uzatıp yudumluyor, terlemiş şen çocuklar.
İyi ki geldin bak!
Şimdi bu şehir çocuk,
bu şehir baba,
bu şehir aşk…”
Aşk ile Hû…