Türkiye’de kültür hayatına ciddî anlamda katkı sağlayan ancak hacimleri itibariyle pahalı ve masraflı olduğu için basılamayan bir çok eseri, kamu kurum ve kuruluşları yayımlıyor. Geçmişte Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı bu görevi üstleniyor ve özel yayınevlerini ağır külfetten kurtarıyorlardı. Bugün kültür hayatımızın canlanması ve atağa geçmesiyle neredeyse her belediye çok değerli yayını irfanımıza armağan etmektedir.
Bugünlerde üç ciltte tamamlanan ve kütüphanelerdeki yerini alan İstanbul’un Kitabı Fatih, Fatih Belediyesi tarafından üç büyük cilt halinde okuyuculara sunuldu. Proje editörü Fatih Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Suver. Fatih Güldal ve Süleyman Faruk Göncüoğlu’nun editörlüğünde hazırlanan devâsâ eserin metin yazarları arasında pek çok değerli araştırmacı, yazar ve akademisyen bulunuyor. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Takdim’de eserin hazırlanışını anlatırken okuyucularla şu bilgileri paylaşıyor:
“Eserde, Fatih’in eski sosyal dokusunu, tarihî şahsiyetlerini, şairlerini, âlimlerini, paşalarını, şeyhleri, hattatlarını, sokaklarını, caddelerini, meydanlarını, mahalle ve semtlerinin oluşumunu, camileri, mescidleri, medreseleri, tekkeleri, zaviyeleri, okulları, külliyeleri, kiliseleri, havraları, ayazmaları, çeşmeleri, sarnıçları, kiliseleri, havraları, ayazmaları, çeşmeleri, sarnıçları, su yollarını, su kemerlerini, dikili taşları, zindanları, sarayları, türbeleri, hazireleri, limanları, iskeleleri, gümrükleri, sur kapılarını, hamamları, pazarları, dükkânları, imalathaneleri, bostanları, depremleri, yangınları, bayramları, düğünleri, sosyal-kültürel kimlikleri ve tarihleriyle bulacaksınız.”
Ben 35 yıllık Fatihliyim. Dolayısıyla “Nefs-i İstanbul” denilen Suriçi bir bakıma İstanbul’un aslıdır, özüdür, kalbidir. Bu eserle bir bakıma Eminönü’nün de dahil olduğu Suriçi olarak tabir edilen tarihî yarımadanın âdeta küçük bir envanteri çıkarılmıştır. Tarihî mekânlar ve haklarında yazılanlar bir araya getirilmiştir. Ekrem Hakkı Ayverdi’den Turgut Cansever’e kadar mimarî sanatımıza büyük emek veren üstatlar hatırlanmış, onların makalelerine ve tespitlerine yer verilmiştir. Camileri ile meşhur olan bu şehrin merkezini yansıtan bir çok güzel fotoğraf kitabı da süslüyor. 1940’lı yıllarda çekilmiş İstanbul fotoğraflarına bakınca bugün şehrin geldiği hâli çok çarpıcı bir şekilde görmek ve geçmişle bugün arasında mukayese yapmak mümkün.
Kitapta özel arşivlerden temin edilen orijinal fotoğraflarla bir bakıma okuyucu geçmişe doğru hoş bir yolculuğa çıkarılıyor. Çarşamba’dan Kocamustafapaşa’ya, Çırçır’dan Horhor’a, Karagümrük’ten Haydar’a, Balat’tan Samatya’ya, oradan Beyazıt, Süleymaniye ve Eminönü’ne kadar âdeta bütün semtler tek tek ele alınmakta, eski hâlleri anlatılmakta geçirdikleri değişim anlatılarak gözler önüne serilmektedir. Fatih ilçesini meydana getiren semtler ve mahalleler anlatılırken bölgenin simgesi haline gelmiş olan çeşmeler, türbeler, camiler, medreseler, sebiller ve diğer tarihî eserler de uzun uzadıya tasvir ediliyor, doyurucu yazılar okuyoruz. Meselâ Aksaray semtini bilen veya burada oturan bir okuyucu, geçmişte semtin tenha halini fotoğraflar eşliğinde görünce bir hayli şaşırmaktadır. Eski meydanlardaki ve yollardaki tenhalık araç ve insan azlığı, bugünün İstanbullusuna çok şaşırtıcı geliyor. Zira bu semtlerde rahat yürümek ne yazık ki mümkün görünmemektedir.
Eminönü’nün anlatıldığı sayfalarda, yabancı seyyahların kaleme aldığı seyahatnamelerde semtin nasıl tasvir edildiğine tanık oluyoruz. Cami süslemeleri ve tarihî eserlerdeki nakışlar üzerinde değerli makaleleri okurken, Eminönü’nün Türk sinemasının en seçkin filmlerine mekân olduğunu da gerek buradaki yazılardan gerekse o dönemi hatırlatan afişlerden görüyor ve anlıyoruz.
Fatih Belediyesi, İstanbul’un Kitabı Fatih’le diğer çalışmalarını taçlandırmış ve emek mahsulü bir eseri kültür hayatımıza armağan etmiş, dolayısıyla teşekkürü hak etmiştir. Şimdi başka yayınlarla bu hizmetlerin devam ettirilmesini ve geleceğin araştırmacılarına önemli kaynak eserlerin bırakılmasını istiyoruz. İnşallah beklentimiz boşa gitmeyecektir.
567. Fetih Yıldönümü mübarek olsun. Yıldönümleri yeni çalışmalar için birer vesiledir. İnşallah Fatih Sultan Mehmed’e, Fatih semtine ve fethe dair yeni araştırmalar yapılır, yeni eserler hazırlanır.