“Sosyalizm gelecekle çatıştı.”
Alvin Toffler
…
…
Eski Sovyetler Birliği’ni hepimiz hatırlıyoruz. Kısa zamanda pek çok ülkeyi işgal etmiş, dev gibi fakat hantal bir devlet haline gelmişti. Emek-sermaye çatışmasında emek tarafını tercih etmiş, sermayeye cephe almıştı. Ama aynı zamanda devlet kapitalizmi uygulayarak büyük bir çelişkiye düşmüştü. Viladimir Lenin, 1917 Ekim Devrimi ile iktidara geldi. Sovyetler Birliği 1922 yılında kuruldu.
…
1922’den 1990’lara gelindiğinde, kocaman Sovyetler Birliği üç beş ay içinde parçalanmıştı. Bulgaristan, Romanya, Kazakistan, Azerbaycan gibi pek çok ülke birbiri ardına bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi.
Her şey iyi güzel de, dev Sovyet İmparatorluğu nasıl üç beş ay içinde paramparça olmuştu?
…
Cevabı gayet basit:
Sovyetler Birliği, insana, dünyaya, hayata, hayatın gerçeklerine, ekonominin kurallarına, akla, bilime, inanca aykırı bir devletti. Yepyeni bir dünyada eskimiş kurallarla ayakta kalmak isteyen ilkel, hantal bir yapıydı. Her şeyi tepeden tırnağa, iğneden ipliğe planlamak istiyordu. Adı üzerinde: Planlı ekonomi! Olmadı, olamazdı.
…
Gelelim bugünkü Rusya’ya…
Rusya bugün, eskiye özlem duyan bir ülke. Eski Sovyetler Birliği, bugünkü Rusya’nın hayallerini süslüyor belli ki…
Rusya ekonomisi, doğal gaz ve petrol üzerine kurulu. Bir de silah sanayii var.
Başka?
Ötesi yok. Bu kadar.
Tekrarlayalım:
Doğal gaz, petrol ve silah.
Bu kadar.
Üretim yok, ihracat yok, ekonomi yok, dünya markaları yok.
…
Hem Çarlık Rusyası, hem Sovyetler Birliği, hem de bugünkü Rusya, sıcak denizlere inme hayali kurdular.
Başarabildiler mi?
Hayır.
Eski Sovyetler Birliği hantaldı.
Bugünkü Rusya da hantal.
Eski Sovyetler Birliği dünyayı okuyamıyordu.
Bugünkü Rusya da okuyamıyor.
Eski Sovyetler Birliği gelecekle çatışmış, dağılmıştı.
Bugünkü Rusya da gelecekle çatışıyor.
Bir soru:
Rusya dağılır mı?