Warning: Use of undefined constant full - assumed 'full' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/yenirady/yakuptutum.com.tr/arsiv/wp-content/themes/iyi tema/header.php on line 147
  RÖPORTAJLAR
  • İdeali Olan İnsanlar İddialı Olmalıdır
    İdeali Olan İnsanlar İddialı Olmalıdır
  • Aydil Erol: “Dostların Hasını Gördüm”
    Aydil Erol: “Dostların Hasını Gördüm”
  • İstanbul’un En Büyük Kütüphanesi Rami’de Açılıyor
    İstanbul’un En Büyük Kütüphanesi Rami’de Açılıyor
  • Nâzım Tektaş ile Mülakat
    Nâzım Tektaş ile Mülakat
  • Muaz Ergü’nün Mehmet Nuri Yardım ile Mülakatı
    Muaz Ergü’nün Mehmet Nuri Yardım ile Mülakatı
  • Ahmet Efe: “Sanatta Asıl olan İnançtır”
    Ahmet Efe: “Sanatta Asıl olan İnançtır”
  • Hüseyin Kutlu: “Yazı Sanatımıza Ciddi Bir Alaka Var”
    Hüseyin Kutlu: “Yazı Sanatımıza Ciddi Bir Alaka Var”
  • İttihadı İslam, Meşveretle Olacaktır
    İttihadı İslam, Meşveretle Olacaktır
  • İhsan Kurt ile Mülakat  
    İhsan Kurt ile Mülakat  
  • Muzaffer Deligöz ile Mülakat (1)
    Muzaffer Deligöz ile Mülakat (1)

Ege’nin Efeleri
Eklenme Tarihi: 12 Şubat 2020, Çarşamba 06:15 - Son Güncelleme: 12 Şubat 2020 Çarşamba, 06:15
Font1 Font2 Font3 Font4



Ege’nin Efeleri
İlknur Öztürk

 

 

Yakın tarihimizin tüm gerçekliğiyle anlatıldığı, Gürbüz Azak’ın kaleme aldığı Ege’nin Efeleri’ni yakından tanıyalım. Kitabın ismi ve kapak tasarımı içeriği gibi etkileyici. Dikkat edilirse her bölümde okuyucuya tılsımlı fikirler bırakılmış. Adnan Menderes’in kişiliği ve hayatı, samimi ve akıcı bir üslûpla anlatılmış. Söylenilmeyenler söylenmiş, yazılmayanlar yazılmış. Yalnızlığın bir insanın alın yazısı olduğu, daimî başarıları, yüce gönüllülüğü, yüzünden eksik etmediği tebessümü ve tarihe geçen çalışmalarıyla bir başvekil geçti bu ülkeden. Ruhuna rahmet, yaptığı özverili işlere saygıyla… Kendisini anarken şu sözleri kuşkusuz ki insanı duygu seline sürüklüyor:

 

Ben, insanları severdim.

İnsanların sevdiklerini, hem de yurdumu…

Daha da sevmeye artık zaman yok.

Dışarıya darağacı kurdular.

Altı kişi yakınında durdular.

Belli ki vakit tamam…

Şimdi bir daha anlıyorum:

Bu vatanı sevmek kolay değildir.

Ama bu toprağın sevenleri hep olacaktır…

 

Adnan Menderes 1899 yılında Aydın’da doğdu. Öksüz ve yetim büyüdü. Ulaştığı mevkilere bakılacak olursa çok zorlu yollardan geçti ama yılmadı. Hayatı boyunca hep mücadele etti. Bu özelliği ona güç kattı. Vatanına ve milletine sevgiyle bağlıydı ve bu sevgisini yaptığı işlerle ve güler yüzüyle yansıttı. Politik hayatı boyunca türlü iftiraya uğradı, yıkıcı ithamların hedefi oldu fakat uğradığı haksızlıklara boyun eğmedi. Vazifeyi bırakmak ve küsmek aklına gelmedi. Sabırla ve metanetle dimdik durdu. Sığınaksız ve bir başına yaşadı. Kaygılarını, sıkıntılarını, dertlerini kendisi hariç kimseyle paylaşmadı. Onun ayakta durmasını sağlayan enerji; milletine ve medeniyetine duyduğu yakınlık ve güvendi. Milleti ile el ele, gönül gönüleydi. Ne var ki milletvekilliğinin ilk yıllarında bakımsız ve hatta sahipsiz Anadolu’yu dolaştığında kuru ekmekle ömür tüketen insanların var olduğunu gördü ve bu gidişatın değişmesi gerektiğinin bilincinde olarak ülkesinin çehresini değiştirip güldürürdü. Ülkesinin haysiyetine ve itibarına düşkündü. “Maliyeci zihniyetiyle iktisadî kalkınma olmaz!” Sözü Menderes’in ülke yönetimine verdiği önemi yansıtması bakımından büyük önem taşıyor.

        

 

Ülküsü için firesiz ve sağlam bir mücadele veren Başvekil’in yaptığı işleri saymakla bitiremem. Sayın Gürbüz Azak beyefendinin vesilesiyle Menderes hakkında aklımda olan soru işaretleri cevap buldu. Bilgilerimi tazeledim, eksik kalan kısımları tamamladım ve bilmediklerimi öğrendim. Eser siyasi tarihe ilgi duyanların başucu kitabı olacak nitelikte. Yazımı sonlandırırken emeği geçenlere teşekkürümü sunuyor, Adnan Menderes’e dualarımı gönderiyorum. Bu ülke sana minnettar. Mekânın cennet olsun başvekilim.

 

 

 

        


Bu haberlerde ilginizi çekebilir!