Yine, yeniden bir Eylül telaşındayım. Kalbim yaprakların, dalların, ağaçların sırlarını çözer sessizce. Kulaklarım kalbimin sessizliğinden deli olur. Düşüncelerim kalbime tezat son derece hareketli. Rüyalarım belli belirsiz. Sınıfta kalan hayallerim yeni ders zili başladı, yenilenme zamanı der gibi.
Çevreme dikkat kesilirim. Hafiften esmeye başlar rüzgârlar, yaklaşan yağmuru müjdeler gibidir. Tüm sesleri susturup sadece doğayı dinlerim. Doğanın içine bırakırım kendimi. Bir ağaç, bir bitki ile birlikte köklenirim. Dinginliği öğrenirim, içselleştiririm.
Şiir gibi güzellikler yaşar, ilham alırım sonbahardan. Bir su birikintisinde, yapraklara bürünen Arnavut kaldırımlarında neşeyle kucaklarım hayatı. Hayatın her halükarda bana gülümsediğini görürüm. Ve her dökülen yaprakla birlikte ben de omuzlarımdaki yükleri rüzgârlara bırakırım esip gider. Her şeye rağmen gülüşlerim kalır. Güçlü bir ağacın dalı gibi kırılmayan gülüşlerim.
Varacağım yeri bilmeden, dur durak tanımadan uzun uzun yürüyüşler yaparım, seyahatler şeker gönlüm. Bu dünyadan geçen bir yolcu olduğumu unutmamak için yolda olurum, nelerden geçtiğimi süzer, kalbimin yolunu saptırmaya çalışanlara meydan okurum, kalbimin yolunu unutmamak adına.
Amaçlı ve keyifli bir toparlanma mevsimidir sonbahar. Bilginin güç olduğunu bilir, yeni alanlara, arayışlara kaptırırım kendimi. Yeni bir bilgiye ulaşmanın heyecanını yaşarım bir ilkokul çocuğunun heyecanıyla. Projeler hayal ederim, bir doktora öğrencisinin başarma gücünü bulurum kendimde. Hep bir öğrenme telaşı, zamanla bir tek burada yarışırım hız karşıtı olmama rağmen.
Ve ruhum sonbaharla birlikte yükselir. Çağıldayarak denize, ormana, yapraklara, sonsuz derinliklere koşar. Var olduğum evrenle bütünleşir, varoluşun kendisi olduğumu fark ettirir. İhtiyacım olan tek şey hayatın kendisidir. Ve ben bu hayat yolunda sayısız taç yaprakları olan bir lotus çiçeği gibi açılırım.
Uzun zamandır siteye giremememle beraber,biriken yazılarınızı keyifle ,hasretle okuyorum