İçinde yaşadığımız hayat üzerimize giydiğimiz elbiseden farksızdır bana göre. Birçok insan farklı elbiselerle karakterlerine özgün şekilde giyinirler. Kimse kimseye neden bunu giyiniyorsun deme lüksü bile olamaz. Kendimizle alakamız olmayan insanları hayatımıza katmamız tıpkı üzerimizde ki elbise gibi normal şeyler olmalıdır. Kimse şunu dememeli arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. Bu olay şu an anlatmak istediğimle tamamen farklıdır.
Kendimizi dışlayaraktan da bir yere varamayız, karşı taraftaki insanları dışlayaraktan da. Biz kimiz ki neden ön yargılarla gerçekte bize faydası olacak insanları bir çırpıda silelim. İnsanlar yaratılma gayelerini beynin bir tarafına kayıt düğmesiyle kaydetmeliler.
51/ZÂRİYÂT-56 Ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li ya’budûni(Ve ben, Cinn-ü İns’i ancak bana kulluk etsinler diye yarattım)
Bu ayet üzerinden gidecek olursak eğer, evrende sadece bizim yaşamadığımızı ve bir amaç doğrultusunda hareket etmek zorunda olduğumuzu söyleyebilir miyiz? Evet dediğinizi duyar gibi oldum. O halde evet bizler neden farklı algılarla pozitif düşünmüyoruz.
Biz insanoğlu maalesef ki aynı makinadan çıkmış yapma oyuncakları sevdiğimizden olsa gerek çevremizde de kendimiz gibi farklı düşünen insanları olmasından hoşnut olmuyoruz. Gerçek manada seninle aynı düşünceye sahip insanlar varsa, hem de birden fazla inanın birileri bir şeyleri yalan söylüyor. Sizinle birlikte vakit geçirmek arzusu içinde oldukları içindir. Belki maddi çıkarlar doğrultusunda belki manevi hissiyatlar doğrultusunda hareket eden insanlar olabilir.
Düşünceler kısıtlanıyorsa, birisi çıkıp Allah (C.C) varlığını yargılamak istiyorsa ve siz onun düşüncelerine yardımcı olmayıp farklı davranıyorsanız kaybeden sizsiniz.
İnsanları tipleriyle, giyimleriyle yargılıyorsak eğer sorun yine sizdedir. Farklı dinden, mezhepten, karakterden insanlarla muhatap olmaktan kaçıyorsanız.  Sizin çözüme kavuşmayan duygularınız var. Bu demek oluyor ki bir şeyler sizin etrafınızda doğru değil.
Her insanı Rahman elbette farklı özellikte yarattı. Herkes birbirinden farklıdır. Kimse okul sıralarında çiçek ol hadi bakıyım diyen öğretmeni istemez. Zaman herkesi farklı sularda yüzmeyi öğretmiştir elbette. Kimi tatlı, kimi tuzlu suyun içinde öğrenmiştir.   Efendim Yozgat’ta deniz mi vardı? Kaplıcalar sağ olsun oralarda öğrendik diyerekten Yozgat reklamı yapmak istedim birden. Kaplıca turizmi canlansın öyle değil mi?
İnsanlar arı misali her çiçekten bal alacaktır. Her kesimde ki insana ulaşacak duygu ve düşüncelerini dinleyecek ki o zaman kendi düşüncelerinin doğru ve yanlış olduğunu görebilsin.
Bakın balın tadına neden tatlı? Her çiçekten bir polen alıyor tek bir çiçekten yapılan bir bal olmuyor. Yavan, ağar koku vs. oluşmuyor.
Sen sadece kendi düşüncende ki insanlarla muhabbet edersen karşı görüş çıkmazsa her zaman sen doğrusundur. Bazen insanlar kara- siyah. Ak- beyaz misali tartışırken. Gerçekleri göremiyor.
Etrafımızda rengarenk insanlar toplayım, herkesin farklı fikirleri olacağını hesap ederekten. Yaklaşımlarımızı öğrenme, bilgi edinme olarak algılayalım. O zaman sonuçlar her iki taraf için pozitif olur. Aman şunun dini benimle tutmuyor, aman şunun şehri şuralı,hiç sevmediğim kişinin memleketlisi dersek ilk adımlarımızı bu şekilde atarsak eğer zaten baştan kaybeden biz olmuşuzdur.
Memleketi yüzünden o kadar insan şu an yaşarken ölmüştür. İşte sizlerde bu yaşayan ölülerin üzerlerine toprağı atan taraf olurken, diğer taraftan da bu ırkçı düşüncelerle kendi üzerinize biriken lavları göremiyorsunuz vakti zamanı geldiğinde volkan batlar o zaman sil baştan hayatlar devam eder.
Yarım yıkık ve acı üstüne devam eden hayat olmamak için özgür düşünceye açık ol!.