RÖPORTAJLAR |
AHA GELDİK GİDİYORUZ
MEHMET ŞEN
…
…
Bugün mahalle pazarında sebze meyveler oldukça ucuzdu. Badem salatalığın üç kilosu on lira; kabağın kilosu beş, portakalın üç, yeşil fasulyenin sekiz…
Pazarcıya etiketi işaret ettim: “Abi, kilosu mu üç lira portakalın?” Pazarcı gülümsedi: “Fiyatlar dünden beri çok düştü” Kendi etrafımda şöyle bir dönüp pazarı sevinçle doldurmuş vatandaşları seyrettim. Tam mevsimi, herkesin elinde birer poşet erik ve çilek. Çocuklar bayram edecek.
Zannımca korona virüsünün olduğu kadar kuzeyimizdeki savaşın da çok etkisi oldu fahiş fiyatlarda, insani duyarlıktan yoksun tüccarların etkisi de göz ardı edilmemeli.
Pazarcı tartıdan aldığı poşeti müşteriye uzatırken bir tane çilek yere düşüyor, hiç oralı olmadan poşeti müşteriye uzatıyor. Müşteri kızgınlıkla: “Düşen çileğin yerine tezgahtan bir çilek koysanız olmaz mı? Çileğin düşmesi benim suçum mu? Hak, hak! Aha geldik, gidiyoruz.”
“Aha geldik, gidiyoruz.” sözüyle mest oluyorum… Bence bu söz milattan önce yaşamış büyük bir düşünüre aittir, hayatı öyle güzel özetliyor ki… Gösterişsiz; ama kime söylenirse söylensin karşıdaki susmak çaresizliğine düşer, hareket edemez yutkunmaktan başka.
“Aha geldik, gidiyoruz.” sözünü idrak etmiş birisi bence zamanın büyük bir bilgesi sayılır.
Söz öyle kapsamlı ki her konuya gidiyor:
– Evladım, bir bardak su getirir misin?
– Baba, işim var şu an!
– Aha geldik, gidiyoruz evladım; tutulmaz mı babanın bir sözü?
– Alper, ben senden boşanmak istiyorum.
– Aha geldik, gidiyoruz Tülin; değer mi beni böyle viraneye çevirmene?
– General, biz Ukrayna’ya hazır girmişken Polonya’dan mı çıksak ne dersin?
– Gürcistan ve Kırım’ı aldık, Ukrayna’yı da alırsak yeter; aha geldik, gidiyoruz Sayın Başkan.
Pazardan biz de istifade ediyoruz, aldıklarımızın içinde en güzeli “Aha geldik, gidiyoruz.”