“Nasıl kazandık” veya “kazanmaya nereden başlamıştık” başlığı altında anlatılacak hatıralarımız olabilmesi için, işte şimdi;
Hemen şimdi;
“Nereden” başlamayı konuşmamız lazım değil mi?
Fakat şimdi… yani hemen… tam da şu anda;
“Buradan” diyerek, hem de suya düşmüş bir çocuk görmüşçesine, hiç düşünmeden!
“Şöyle olmuştu, bunu yapmışlardı, biz şunu yanlış yaptık, bunu yapmamalıydık, filan sahada da kaybettik, geri dönmek zor, toparlamak kolay değil” ve bunlar gibi tabaka tabaka, katman katman yağları düşmanın ekmeğine sürüp sürüp durmayalım, onu daha da fazla semirtmeyelim!
Bunları konuşmayalım, yeter artık!
Konuşanları dinlemeyelim ve söylenenleri de duymaz olalım.
Biz, kimiz?
Hatırlayalım haydi:
Yeryüzü bir yara haline gelip kanasa… Yarlar açılsa da yerin yüzü içine dökülse… Veya yerler ateş kusup kendi kendini yaksa… Ya da ne varsa bilinen, her şeyiyle deryalara gömülse;
Bizler… Gene de;
Yerin yüzünü yârin yüzü bilip, her an tazelenen, yepyeni ve hep yeni bir aşkla ona sarılacağız ve adım adım onun basamaklarında yükselmeye çalışacağız.
Çünkü yeryüzü bizim imtihanımızdır.
Geçsek de geçemesek de sınav kâğıdımız, dünyadır!
Öyle değil mi?
Bütün mahlûkat eriyip de neft gibi derinlere süzülse veya insanoğlu çöl kumları gibi çeşitli kızgın rüzgârlar altında bir o yana bir bu yana savrulup, gene kendi üstüne yığılsa bile, demek ki gene bu sefaletin içinden bir vücuda bürünüp, yekinecek, doğrulacak, yürüyecek olan elbette kim, bizleriz…
Çünkü o ruha sahip olan, bizleriz.
Herkes kaybettiği zaman;
Kazanacak olan?
Bizleriz.
Müjdeleri unutmayalım.
Ve en nihayet, yeryüzü bizim gibi “inananlarla” ve “bizim gibi” inananlarla dolacak. Ta ki, aralarında “Allah” diyen kimsenin kalmayacağı kıyamet ehlinin korkunç zamanlarına kadar…
Bizler, estağfirullah demeyi bilenleriz.
Bismillah dememiz gerekiyor şimdi;
Elhamdülillah diyeceğimiz günlere kavuşmak için.
Unutmayalım;
Bizler “sefer” ile yani çalışmakla, gayretle, mücadele ile emrolunduk.
Zaferi de elbet birileri görecek!
Peki onlar kim olacak; belki bizler belki daha sonrakiler, onu da Allah bilir.
En önemli eksiklerimizden biri nedir, biliyor musunuz?
Okuyup okumamış gibi yapmak. Görüp görmemiş gibi yapmak. Fikri olup söylememek ve şimdi kim bilir bana kimler ne der, diye çekimser kalmak.
Öyle değil mi?
Eline diline yüreğine sağlık
Teşekkür ederim, yazılar gönüller arasında köprü olabiliyor.
Okumadan okumuş gibi yapmak da var. Hangisi daha kötü acaba?
Umut verici, ufuk açıcı bu yazı için çoook
teşekkürler sayın Erkul.
Var olasın.
Çok güzel, teşvik edici, umutlandırıcı bir yazı. Çok beğendik.
Evet, şimdi değilse ne zaman demişti, üstat
Bu güzel yazı için teşekkür ederim yazarımıza. Muammer Erkul'un yazıları bir başka güzel.
"Bizler Estağfirullah demeyi bilenleriz.
Şimdi Bismillah dememiz gerekiyor
Sonra Elhamdülillah diyebileceğimiz günlere kavuşmak için..
Hâlimizi çok güzel izah etmişsiniz Efendim. Dün geçti..
Hataları Günahları ve Sevapları ile..
Toparlanmak yeniden başlamak gerekiyor Bismillah ile…
❤❤❤
Maşallah, Allah-u Teala razı olsun.
“Müjdeleri Unutmayalım” diye bize hatırlattığınız için.
Unutmayalım inşallah.
“UNUTMAZSAN, UNUTMAZLAR, BIRAKMAZSAN, BIRAKMAZLAR” buyurulmuş.
Unutmayalım, unutulmayalım inşallah.
Teşekkür ederiz, bu güzel yazı için.
Nice güzel bedenler var, içlerindeki “RUH”tan habersiz!
Nice “RUH”lar aramızda, bedensiz, beşeriyetsiz!
Niceleri devam edecek sonsuza, “RUH”suz;
Niceleri devam edecek sonsuza “RUH” olarak.
Selâm olsun o muhteşem “RUH”lara!
Muhteşem. Herzaman ki gibi gönülden yazılmış.
Gönüllere hitap…
Yüreğine, kalemine sağlık… ❤
''Allah adı olsa her işin önü
Hergiz ebter olmaya anın sonu''
Hayırlı olsun efendim. Yüreğinize ve kaleminize sağlık. Efsane geri döndü.
Efsane geri döndü. Özlemişiz.
Estağfurullah demeyi bilenleriz Elhamdülillah 💙 hoş bir yazı olmuş sevgiler
Allah razı olsun çok güzel kaleme alınmış. Eline yüreğine sağlık
Allah razı olsun çok güzel kaleme alınmış. Eline yüreğine sağlık
Konu güzel, yazan daha da güzel izahat vermiş. Elbette inananlar kazanacak.
Kalbin Tık tok saat misali atarken Bismillah diyerek kabarması(tık) Estağfurullah diyerek (tik-tok arasi)Sonra Elhamdülillah (tok) diyerek tüm hücrelere nüfus etmesi bizi işte biz yapar.Biz ruhu biz ile birleştirip ruhu zikir ile doyurursak nefs kenarda seyredip terbiye olur basaranlarvar ki onların yüzü suyu hürmetine yağmur yağıyor dualar kabul oluyor ve başımıza taş yağmıyor.Evet Nesfi terbiye edemezsekte bu yolda mucadele vermek bile kurtuluşa vesiledir.Kendimize hayrimiz faydamız olmazsa kimseye faydalı olamayız Önce kendimiz ile Kalbin ve hatta hücrenin Bismillah demesi Estağfurullah ile affa sığınıp Hamd ile o hücrelerin içine kadar ulaştırdığı nimetler için ve en önemlisi İman nimeti için sukrumuzu artırıp yaşarsak bu davranışlarımiza sözlerimize evlatlarımıza ve kıyamet kopana kadar nesilden nesile akar giderse ve bu amel defterini hep açık tutar ve belki bir ufak tesir Kurtuluşa vesiledir.Bu kurtuluş Rabbin rızası ve Habibinin rızasina kavuşmak degilmi.
Allah bu mücadele de Yar ve yardımcımız olsun .Kararan kalpleri nurlandirip hidayete erdirsin inşaallah önce bizim sonra cumle Mu'minlerin.Emeginize yüreğinize sağlık.
Amin, amin… Birbirimiz için her zaman dualarımız var ve bunu ihtiyacamız da var.